Üretilmiş Ezber Kalıpları: Eğitim ve okul müfredatı

Seçtiğiniz kategoride, bu zamana kadar üretilen kalıplar aşağıdaki tabloda listelenmiştir.

Belirli konularda üretilen ezber kalıpları kategorilere ayrılmıştır ve yan taraftaki kutu içerisinde gösterilmektedir. Bu bölümden bir kategori seçtiğinizde, bu zamana kadar üretilen kalıplar aşağıdaki tabloda listelenecektir. Lütfen yandaki kutudan görmek istediğiniz çalışmanın kategorisini seçiniz.

Yaygın ve Yerleşik Kalıpların Sorgulanması Projesi, örnek ezber kalıplarının üretilmesi sürecine katkıda bulunmak istiyorsanız, aşağıda bulunan Yargı Kalıpları Geliştirme Formunu doldurabilirsiniz.

"Eğitim ve okul müfredatı" içinden seçilmiş kalıplar
Yaygın ve yerleşik kalıplar Neler sorulabilirdi? Sorulsaydı, yerleşik kalıptakinden farklı hangi bakış açısının ortaya çıkmasını tetikleyebilirdi?
trafik kazaları eğitim eksikliğindendir, o halde okullara trafik dersi konarak bu sorun çözülebilirBir davranışın gösterilmemesi bilgisizlikten midir?Bilgisizlikten değildir. Bu iş sanıldığından daha derin nedenlere dayanmaktadır.
Hangi sorun ders konarak çözülmüştür?Neredeyse hiç bir sorunu dersle çözemedik. Hatta matematiği bile ders ile öğretemiyoruz. O halde başka yöntemler bulmalıyız.
Amerikalıların çoğu çok aptaldırPISA testi sonuçlarına göre Amerikalı öğrencilerle Türk öğrenciler arasındaki seviye farkı nedir?Amerikalılar matematik-mantık, bilim ve kendi dilinde okuduğunu anlama alanlarında Türkiye'den daha başarılıdırlar.
Zeka=IQ3. IQ testleri gerçekten neyi ölçer? Testi genç yaşta yapan deneklerin sürekli olarak yanlış yaptığı, belli yaşların üstündekilerin ise doğru yaptığı sorular bulunmaktadır. Bunlar, IQ testlerinin ister istemez bilgiyi de ölçtüklerini göstermektedir. Acaba bilgi ile zeka arasında da bir ilişki olabilir mi?3. IQ testleri bir dizi bilişsel hüneri ölçmeye dayalı olarak hazırlanmaktadır.
2. Zekanın tanımı tam olarak yapılabilmiş midir; tanımlanamayan şey gerçekten ölçülebilir mi?2. Zekanın bugün bile tam olarak tanımı yapılamamaktadır. Tanımlanamayan şeyin ölçülmesi de mümkün değildir.
1. IQ testleri nasıl ortaya çıkmıştır?1. IQ testleri okullarının gerisindeki çocukları tespit etmek amacıyla ortaya çıkmıştır.
Ataturk bizim kurtaricimizdir.Ataturk'un gosterdigi yön hangisidir? Ataturk gerceken neyi temsil ediyor?Tek adam ve kurtarici arayislari yerine, gosterdigi yolun ezberlenmesi yerine gercekten anlasilmasi olabilirdi.
Nicin yuvalarda ataturk şiirleri ezberletilir?Ezberletmek yerine mesela özgurluklerin ne demek oldugunu küçük bir cocuga eglenceli orneklerle anlatilabilirdi.
Başarının yolu ünlü okullarda okumaktan geçer....“Başarılı olarak nitelenen kişiler”in okul geçmişleri hakkında neler biliyoruz?Türkiye’nin başarılı insanlarının okul ya da ünlü okullarla çok da ilintili olmadığı biliniyor. Benzer duruma diğer ülkelerde de rastlanıyor. Steve Jobs, Bill Gates, Albert Einstein gibi kişilerin okul eğitiminde pek başarılı olmadıkları da biliniyor.
Söz konusu “ün” çeşitli biçimlerde —zenginlere para ile diploma verilmesi, bilim ve teknolojide önder olma, mezunlarının, aralarında güçlü ağlar oluşturup birbirlerini kollamaları gibi— elde edilmiş olabilir mi?Başarı ve ün, gerek Türkiye gerekse diğer ülkelerde iki uç anlama da gelebilmektedir. Çok para kazanmanın ve çeşitli yollarla bunu sürdürmenin başarı ve ün sayılması yanında, topluma ve insanlık ailesine katkı ve zorluklarla başaçıkma da bazen başarı ve ün sayılmaktadır. Söz konusu kalıp, başarı ve ün kavramlarıyla kastedilenlerin netleştirilmesiyle bir anlam kazanır.
Beden eğitimi dersi müfredatının değişmez konularından birisi de takla’dır...Takla eğlenceden başka bir işe de yarar mı?İnsanın büyükçe bir kinetik enerji kazandığı hallerde — koşma, yüksekten atlama gibi—, bir yere çarpması halinde kazanmış olduğu kinetik enerji, bedeninde ezilme ve kırılma yoluyla harcanarak ona zarar vererek sıfırlanır. Bu enerjiyi yuvarlanma enerjisine çevirme becerisi kazanmış olanlar, bedene zarar verebilecek bu enerjinin bir bölümünü yuvarlanma enerjisine çevirerek bedenini koruyabilir. Takla bu amaçla yapılan bir egzersizdir.
Bir çemberin çevresi, çapının π (pi) katıdır..π nereden çıkmıştır? Şekli niye öyledir?İlk defa M.Ö. 950 yıllarında bir tapınak inşaatında π=3 olarak kullanıldığı biliniyor. Pratikte çember veya çember yaylarının kullanıldığı her yerde, çemberin çapı ile çevre uzunluğu veya alanı arasındaki bağlantının hesaplanması gerektiğinde bu sayıya yakın bir sabit ortaya çıkmıştır. Daha sonraları daha doğru olarak hesaplanan bu sabit sayı, bir çemberin çevresinin çapına oranı olarak tanımlanabilir. Yunan alfabesindeki π harfi (perimeter=çevre) anlamına gelse de pi sayısını göstermek için kullanılır.
Bu sihirli bir sayı gibi gökten mi inmiştir; birisi buldu ise kimdir?Bir merkez etrafında çizilen ne varsa, orada mutlaka çevre/çap sabit oranı π olduğu için bu denli çok kullanılır. π sabitini ilk defa Archimedes kullanmış, fakat tam değeri yerine 3 10/71 ila 3 1/7 arasında bir değeri olduğunu hesaplamıştır. 16ncı yy’dan itibaren ise, π ‘nin hesaplanmasında sonsuz serilere dayalı devrimci hesaplama yöntemleri, Mādhava of Sañgamāgrama, Isaac Newton, Leonhard Euler, Carl Friedrich Gauss, ve Srinivasa Ramanujan gibi matematikçilerce kullanılmıştır.
Bir çemberin çevresi, çapının π (pi) katıdır...π benzeri başkaları da var mıdır? Onlar nereden ve ne amaçla çıkıyor?Benzer şekilde çok sayıda sabit sayı var olup her biri farklı amaçlarla kullanılmaktadır (Bkz Liste). Bütün bunların bilinmesi, öğrenciler için ezbere belleme konusu olan matematiğin daha iyi anlaşılıp yaşam içinde daha etkili kullanımına yol açar.
Bir çocuk fen ve matematikte başarılı ise mühendis, değilse sosyal bilim alanlarından birisine gitmeli...Mantığın en çok gerektiği alan mühendislik mi hukuk mu?Sosyal bilim alanları, formüle edilmiş doğruların daha çok kullanıldığı fen alanlarına göre mantığa daha çok ihtiyaç duyar. Dolayısıyla hukuk alanı, mantıklı akıl yürütmenin en çok gereksinildiği alandır.
Bir bilgisayar programı bir mühendisin işinin ne kadarını, bir hukukçunun işinin ne kadarını yapabilir?- Bilgisayar programlarının mühendislikteki akıl yürütmelerin çoğunu yapabilirken ancak pek basit hukuki yargılarda bulunabildiği bir gerçektir. - İyi bir çözüm herkesin fen, mantık ve matematiği iyi öğrenip ondan sonra herhangi bir dalı (fen veya sosyal) seçmesidir.
Bir dik üçgende, iki dik kenarı birleştiren kenara hipotenüs denilir...Hipotenüs ne demektir? O kenara niçin hipotenüs denilir?Latince hypo (alttan) ve tēnūsa (gerilmiş) sözcüklerinden türetilmiştir. İki dik kenarın uçları arasına gerili anlamındadır. Bunun bilinmesi en azından merak doğurur ve kullanılan her sözcüğün gerçek anlamının merak edilmesini çağırır. Bu ise kendini ifade etmeyi güçlendirir.
Bir eğri’nin bir noktasındaki eğimine türev denilir...Türeyen nedir? Nereden türüyor? Türeyip de ne oluyor?Türev kavramıyla, bir y=f(x) eğrisinin herhangi bir noktasındaki x’in değişiminden, y’de ne kadar değişim türettiği anlaşılır. Böylece, çeşitli yaşam alanınlarında rastlanan değişimlerin hangi eğimle (hızla) türediği, o olayları temsil eden fonksiyonların türevleri demek olduğu net olarak anlaşılabilir.
İkinci dereceden türev neye yarar?Bir noktadaki değişim hızının (türev) giderek azalmak ya da artmakta olduğunu gösteren ikinci derece türevi, beklenti tahminleri yapılmasında yardımcı olur. Çeşitli fonksiyon türlerinin türevlerinin nasıl hesaplandığının ezbere belletilmesi ise, yaşamı içine hesap-kitap girmemiş yüksek öğrenimli kitleler yetişmesine yol açar.
Bir üçgenin iç açılarının toplamı 180 derecedir.- Açıları toplamı 180’den farklı bir üçgen olabilir mi? Nasıl?Açıları toplamı 180 derece olan üçgenler ancak düzlem üzerine çizili olanlar olduğuna, düzlem ise ancak hipotetik olarak mevcut olup gerçek yaşamda karşılığı pek güç bulunabilecek bir yüzey olduğuna göre, çeşitli yüzeyler üzerine çizili üçgenlerin açılarının toplamları da 180 olmayacaktır.
Bütüncül tarih yerine kronoloji öğretimi...Tarih sırasıyla meydana geldiği öğrenilen her olay için: Bu olay diğer olaylardan bağımsız olarak mı meydana gelmiştir?Her olayın ardında, onu güden az sayıda temel etken —askerlik, diplomasi, keşifler, icatlar, sanat, bilim, iklim değişiklikleri, göçler gibi— vardır. Temel etkenlerdeki değişimleri ve aralarındaki etkileşimleri irdelemek, tarih sürecini iyi anlamaya ve gelecek için sonuçlar çıkarabilmeye yarar.
Çocukları kendi aralarında rekabete sokarsak daha başarılı olurlar... Veya Çan eğrisi (uygulaması) eğitimin kalitesini yükseltir...Rekabet bazen yıkıcı olabilir mi? Hangi hallerde yapıcıdır? Rekabette öne çıkmayı amaç edinerek yetişen çocuklar, ileride nasıl etik davranabilirler?Sınav başarımının rekabete konu olmadığı bir ortamda yetişen çocuklar öğrenme meraklarını kaybetmeden, yetenekleri doğrultusunda kendilerini geliştirirler ve birbirini ezerek öne geçmeye çalışmayan bireyler olarak toplumsal yaşama katılabilirler.
Kültürel doğası rekabetçi olmayan toplumlarda bu yöntemin olumlu olup olmayacağı hakkında bir bilgi var mı?Üniversiteler arası farkları gözeten ancak kolektif tembelliğe prim vermeyen, ama rekabetçiliği de koruyan bir notlandırma sistemi mümkündür.
En iyi öğrenme tekrar yoluyla koşullandırarak sağlanabilir..Koşullanmaksızın, bir defada tekrarsız öğrenme (zero-trial-learning) mümkün müdür?Kuvvetle gereksinim duyulanlar tekrara ihtiyaç olmadan bir defada öğrenilir.
Her şeyin başı eğitimdir ... (eğitim şart!)Eğitimden “en temel” beklenti ne olmalı?Eğitim konusunda hepsinin aynı beklentiye sahip olduğu varsayılan kesimler, dünya görüşlerine bağlı olarak farklı beklentilere sahiptirler ve demokratik sistem içinde bir dereceye kadar da olsa içiçe girmiş biçimde eğtim düzenine yansımaktadır. Halbuki, en temel beklenti basit ve dünya görüşlerinin ihtiyacı olan “ayakları üzerinde durabilmek” olmalıdır. Ayakları üzerinde duramayan muhtaç nitelikli kişilerin sahip olacakları dünya görüşleri ancak radikal ve toptancı görüşlerdir.
Çözümü eğitime bağlı olmayan sorunlar var mıdır? Hatta, eğitim düzeyi arttıkça derinleşen sorunlar olabilir mi?İnsan nitelik dokusu’nun eğitim boyutu dışında kalan diğer boyutlarında yetmezlikler varsa, bu durumda eğitimin rolü negatife dönebilir. (Eski bir Çin atasözü: “Kaplanın kanatları olsaydı yapabileceği kötülüklerin sınırı olmazdı”)
İnsan doğaya egemen bir canlıdır...İnsan’ın, diğer canlılar, bitkiler, taş-toprak, hava-su gibi bileşenler içindeki yeri nedir? “Doğanın bir parçasının doğanın bütününe egemen olmasında” bir tutarsızlık var mıdır?- İnsan’ın besin zincirinin tepesinde olması nedeniyle “üstün varlık” sayılması, kendisine vermiş olduğu bir payedir. - Bu zincirin tepesinde olabilmeyi, zinciri besleyen bütünü (doğa) tahrip etmek pahasına sürdürmesi —kendi varlığını sürdürme açısından dahi— riskli bir konumdadır. - Doğaya egemen olmak değil, ancak onun bileşenleriyle uyumlu yaşamak övünç kaynağı olabilir.
İstanbul’un fethi Yeni Çağ’ın başlangıcıdır...Rönesansın başlaması ile yeni çağın başlaması ilgili midir? İlgili ise rönesansı tetikleyen olay nedir? Matbaanın icadı, Amerika’nın keşfi ve İstanbul’un fethi (Bizans İmparatorluğu’nun yıkılması) olaylarının 42 yıl gibi kısa bir sürede gerçekleşmesi çok önemli değil midir?İstanbul’un fethi nedeniyle birçok sanatçının şehri terkedip İtalya’ya kaçması, rönesansı tetikleyen neden olup, bu yolla, üç büyük olaydan sadece birisine yol açan fetih olgusu doğru yorumlanmalıdır.
Diğer ülkelerde de yeni çağın İstanbul fethi ile ilişkisi bizdeki gibi mi açıklanıyor?Yabancı kaynaklar yeni çağı, daha çok matbaa ve rönesans sanat akımı —ki bu dolaylı olarak İstanbul’un fethedilip Bizans İmparatorluğu’nun yıkılmasıyla ilgilidir- ile ilişkilendiriyor. (http://tinyurl.com/dyry896, http://tinyurl.com/cxpf2te, http://tinyurl.com/dxa9w9o, http://tinyurl.com/bmp37fe, http://tinyurl.com/ceeamaf)
Tarihin en önemli dönüm noktalarından birisi niçin bu şekilde açıklanıyor?Övünç kaynağı olması gereken, fethedilenin üzerine, fetih kadar önemli değerler katmaktır.
Jüri denetimi yetkinlik belirlemek için en uygun yoldur...Fikirleri hiç kimse ile bağdaşmayan bir insanın ilerleme şansı nasıl sağlanabilirdi?Jüri sistemi, aykırı fikirlere sahip dâhileri eleyebilir.
Kişinin kendi ünvanını belirleme şansına sahip olduğu alanlar var mı?Yaratıcı düşünceleri olanlar riski kendileri almak üzere kendi kariyerlerini kendileri çizebilmeliler.
Kişi kendi başına öğrenemez; öğrenirse de doğru-iyi-güzel şeyler değil yanlış-kötü-çirkin’leri öğrenir... (ya davulcuya ya zurnacıya benzetmesi)En önemli becerileri (yürüme, konuşma gibi), okul kurumu dışında edindiğimize göre, o becerileri edinirken mevcut olan yöntemi uygulayarak niçin başka şeyleri de öğrenmiyoruz?Genelde “öğretme” özelde ise “okul”, belirli ideolojilere sahip insan malzemesi yetiştirmek içindir. Bunun için de kişilerin ilk yaşlarından itibaren öncelikle öğrenmeleri gereken, “kendi başına öğrenemeyeceği, ancak okul kurumu içinde öğretilebileceği”dir. Bilişim teknolojilerinin gelişmesiyle bu eğilimde bir miktar azalma olduysa da, Öğrenme Devrimi ilkelerinin tam olarak yaşama geçmesine kadar yine de sürecektir.
Oksijen, hidrojen vd...Oksijen ne demektir ve niçin o isim konulmuştur?Oksijenin pek çok maddeyi bozduğunu, ekşittiğini (oksitlenme) fark edenler ona Yunanca “ekşiten” anlamındaki bu adı vermişlerdir.
Hidrojen ne demektir ve niçin o isim konulmuştur?Sürekli olarak oksijenle birleşip su yaptığı için “su yapan” anlamındaki bu isim konulmuştur.
Diğer elementlerin adları neye göre konulmuştur?Simyacıların en büyük meraklarından birisi, gökyüzü cisimleri ile yeryüzündekiler arasında bağlantı kurabilmekti. Kimya elementlerinin çoğu gök cisimlerinin adlarını taşır. (ref: http://bilimvefelsefe.org/blog/category/kimya/)
On tabanlı sayı sistemi, 10 ve katları ile çarpıp bölmeyi kolaylaştırdığı ve el ve ayağımızda onar parmak olduğu için benimsenmiştir...Eski kavimlerden beri hep 10 taban mı kullanılmıştır? Örneğin Sumerler de 10 taban mı kullanırlardı?Sumerler 60 tabanlı sayı kullanırlardı. Nitekim 1 saatin 60 dakika; 1 dakikanın 60 saniye olması Sumerlerden gelmiştir. Tarih boyunca kavimler kendi yaşam biçimlerine uygun sayı sistemleri kullanmışlardır (Bkz. Barrow J., Gökteki Pi, Beyaz Yayınları, İstanbul, 1992)
Rasyonel olmayan bir sayıdan da taban olabilir mi?Örneğin 2.5 gibi bir sayı da taban seçilebilir. Bu durumda da 2.5 ile bölmek için bir sıfır silinir ya da bir virgül sola alınır; 2.5 ile çarpmak için de sağa bir sıfır eklenir.
Taban seçiminin ne gibi yararları vardır?Üzerinde işlem yapılan sayılar büyüdükçe, sayı uzunlukları da artar. Bu uzunlukları kısaltmak için taban büyütülebilir. Örneğin 16 tabanlı sayı sisteminde 0, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, A, B, C, D, E, F sembolleri kullanılır.
Bundan sonra da hep 10 taban mı kullanılacaktır?Şimdilerde 60 tabanlı sayı sisteminin tekrar benimsenmesi yolunda bir eğilim vardır. Daha genel olarak, farklı alanlarda farklı sayı sistemlerinin kullanımı giderek ağırlık kazanacak gibi görünüyor. Bu, sorun çözme açısından daha esnek düşünme biçimlerinin ortaya çıkmasına yol açabilecektir.
Şeker’in kimyasal formülü, ikinci dereceden bir ifadenin köklerinin parametrik incelemesi, Karlofça Anlaşmasının maddeleri, vb... okulda öğrenileceklerden bazılarıdır.Erişkin hale gelindiğinde şekerin formülüne veya Karlofça anlaşmasının maddelerine ihtiyacı olacak olanlar kuşkusuz vardır. Peki : (1) İlerideki ihtiyaç niçin şimdiden öğretiliyor?İleride oluşabilecek neredeyse sonsuz sayıdaki ihtiyaç olasılıklarının cevaplarını belletmek yerine, —gelişmiş toplumların uzun yıllardır yaptıkları gibi— “aradıkları cevapları nasıl bulacaklarını” ve”öğrenmeyi öğrenme becerisini” öğrenmeleri sağlanmalıdır.
(2) Niçin ileride de ihtiyaç duymayacaklara da öğretiliyor?Eğitim bireysel bir süreç olup, herkesin öğrenme ihtiyaçları aynı değildir. Bu nedenle herkesin kendi özgün ihtiyaçları da dikkate alınarak öğrenme ortamları hazırlanmalıdır.
Sınavlarda kopyayı engellemek için etkin önlemler alınmalıdır...Gözetim kopyacılara karşı bir önlemdir; herkes de kopya çekmeyeceğine göre, çekmeyenlere haksızlık yapılmaktadır. Bu haksızlık nasıl önlenebilir?Onur Sistemi adı verilen gözetimsiz sınav sistemi, kişileri potansiyel suçlu olarak nitelemezken, kopya çekenlerin sayısını da en aza indirebiliyor. Bu sistemin uygulanmayışı eğitim sınıfının bir ayıbı sayılmalıdır.
Sınavlarda kopya çekerek başarı sağlayanlar gözetime de karşı çareler bulacaklarına göre gözetim ne işe yarar?Gözetim bir işe yaramadığı gibi iki olumsuzluğa yol açar: (1) Herkes, kendinin ve başkalarının potansiyel suçlu olduğuna —saklı içerik yoluyla— inanır, (2) Bu yolla yetişen nesiller yaptıkları her işi güvensizlik üzerine kurarlar.
“Ben kimseden ders almam, ancak ders veririm” (Bir futbol adamının sözüdür fakat bir deyim kadar yaygındır)Öğrenmek, bilmemek niçin aşağılayıcı sayılıyor?Rol model (ebeveyn, öğretmen, sanatçı, devlet adamı gibi) olan kişiler, bilmediklerini rahatça söylemeli bundan utanmamalı; bunun yerine öğrenmeme’nin utanılacak, öğrenme’nin ise övünülecek bir tutum olduğu mesajını vermelidirler.
Dersini vermek deyiminin, şiddet göstererek unutulamayacak şekilde yola getirmek anlamında kullanılması nedendir?Öğrenme yerine —gerekirse çeşitli yol ve düzeylerde zorlama kullanılarak—öğretme, yüzyıllar içinde öğretme=zor kullanma=şiddet çağrışımını yaratmıştır.
“Fen dersleri ezber (sorgulanamazlık) gerektirmez”Fen derslerinde ezber olmayışı inancının temelinde “formül”ler var mıdır?Ezberin alana bağlı olmadığı, ezberin hiç olmadığı sanılan alanların en fazla ezber yapılan alanlar olduğuna dikkat edilmelidir. Fen derslerindeki “formüller”in çoğu, öğrencilerce sorgulanmadan —nasıl elde edildiği ve hangi koşullara dikkat edilerek kullanılmaları gerektiği bilinmeden— kullanılır. Bu tam olarak ezberin tanımıdır.
Tarih, coğrafya ya da yurttaşlık bilgisi vb bilgiler sorgulamaya kapalı mıdır? Sorgulanırsa ne olur?Sorgulanabilirlik açısından TÜM DERSLER eşittir. SORGULAMAYA KAPALI ÖĞRETİLEN / ÖĞRENİLEN NE VARSA sapmaya uğramış olması olasılığı çok yüksektir. Örneğin tarih sorgulanmadığı, neyin-niçin-hangi bileşik etkiler altında meydana geldiği sorulmadığında, içine kolaylıkla yanlışlar sızabilir / sızdırılabilir.
“Her il’e bir üniversite”“Üniversite” ne demek?“Çokluktan birliğe doğru” anlamına gelen üniversite, çok sayıda disiplinin birleşik bir etki oluşturacak şekilde bir araya gelmesi —ve böylece çevresini aydınlatıcı bir etki yaratması— olarak anlaşılabilir.
Üniversite isteyen illerdeki halk, gelecek öğrenci ve öğretim elemanları nedeniyle ek bir gelir sağlayacaklarını mı; yoksa üniversitenin yörelerine bir aydınlanma getireceğini mi beklemektedir?Maalesef çoğunlukla beklenti ikinci seçenek yönündedir. Bu soru daha açıkça dile getirilse, belki de üniversitelerin aydınlatıcı etkisi kamuoyunda bir beklentiye dönüşebilir.
“İleri yaşlarda öğrenmek güçleşir”Küçük yaştakilerin daha kolay öğrendikleri doğru mudur? Doğru ise neden?Küçük yaşlarda direksiyonel öğrenme yerine geniş alana yayılmış merakın tahrik ettiği hızlı bir öğrenme vardır. İleri yaşlarda —genellikle gözlemlenen— öğrenme güçlüğü, her öğrenilenin bir ölçüde merakı azaltması ve bir yandan da yaşam enerjisinin azalmasından doğan bıkkınlık kaynaklı olabilir. Ayıca da, öğrenilenlerin miktarı arttıkça, aralarında bağlantı kurma arzusu öğrenme hızını azaltacaktır.
“Müzik, resim vb sanat dersleri yerine fen derslerine çalışanlar daha başarılı olurlar”II Dünya Savaşı’nda büyük yıkıma uğrayan Almanya savaş sonrası niçin önce tiyatroları onarıp faaliyete geçirmiştir?Herhangi bir konunun diğerine göre hiyerarşide üste çıkartılması yerine, konular birbirlerinin içine geçmiş (matematik içine müzik, fiziğin içine bale veya dans gibi) şekilde tasarlanmalı.
“Yabancı dil kabiliyet meselesidir”Bütün yabancı dil öğrenmiş olanlar özel kabiliyeti olanlar mı? İnsanlardaki kabiliyetler, hangi sınırdan sonra fark yaratmaya başlar?Eğer virtüözlük düzeyi söz konusu değilse kabiliyetten söz etmemek gerekir. Yabancı dil öğrenmedeki genel güçlük ile matematik, fizik vb derslerdeki güçlüğün nedenleri hep aynıdır: “Amaç belirsizliği” ve “zorlayıcı neden (compelling reason) eksiği”..
Okul insanı hayata hazırlar.Okul insana hayat hakkında pratik bilgiler mi verir yoksa insanı üniversiteye kadar sınavlarla mı hazırlar?Okul insanı sınavlarla üniversiteye hazırlar ve okul,temel derslerin görüldüğü yerdir. Hayata dair bilgileri kendi kendimize öğrenmeliyiz.
"Bir dil bir insan, iki dil iki insan."Yeni bir dil öğrenmek insana neler kazandırır?Yeni bir dil öğrenmek insana bir çok şey katar ama o dilin kullanıldığı ülkelerin kültürü bunlar arasında değildir.
Dil kültüre eşit midir?Bir ülkenin kültürünü ögrenmek için o ülkede bir süre zaman geçirmek ve o ülkenin gerçeklerini bizzat yaşamak gerekir.
Sayısal alanında başarı kazanan öğrenciler daha zekidir.Zeka nedir? Neye göre ölçülür?Zekanın tanımı belli değildir ve ölçümü sağlanamamaktadır.
Sözel alanında başarılı olmak için zeki olmaya gerek yok mudu?Sözel alanda başarı kazanan insanlar da sayısal alandakilerin yaptığı gibi zekalarını kullanarak başarıya ulaşırlar.
Mimarlık çizim/resim yeteneği gerektirir.Çizim yeteneği gerektiriyorsa üniversiteler neden çizim sınavı yapmadan bölüme alıyorlar?Teknolojinin gelişmesiyle mimarlık da gelişti.artık elle çizim yapılmıyor neredeyse. Üniversitede yapılacak çizimler için de eğitim veriliyo
Başarının yolu ünlü okullarda okumaktan geçer....Başarı nedir? Başarılı olan insanların tümü ünlü okullardan mı mezun olmuşlardır? Başarılı olmanın şartları nelerdir?Başarı kavramı kişiden kişiye göre değişir. Sıradan okullardan mezun olan insanlar da başarılı olabilir.
*Ders sınıf denilen mekanlarda yapılır.*Sınıf duvarlarının dışında ders yapılamaz mı?* Ders, konuların kaynağı olan doğal ortamda yapaylıktan daha uzak işlenir.
Özel okula giden öğrenciler baba parası yer.Özel okulda ücret karşılığı okuyan öğrencilerin ücretlerini aileleri mi ödemektedir?Okul ücretini kendi çalışarak ödeyenler olabilir. Öğrencilerin zengin olduğu varsayılmasa, devlet durumu yetersiz onlara destek olabilir.
Bir ailede para kazanan hep baba mıdır? Anne parası yeniyor olabilir mi?Ailede fazla para kazanan taraf her zaman erkek değildir, kadınlar da çalışıp eşlerinden fazla kazanıp çocuklarının eğitimine harcayabilir.
Hocam bu konu müfredatta varmı?Müfredatta olup olmaması neyi değiştirir?Hocaların verdiği her türlü bilgi önemlidir.
Fazla bilgi bize bir zarar verir mi?Bilginin fazlası göz çıkarmaz,her bilgi gerekli olabilir.
Okul öğrenmenin en iyi yeridir.Öğretilenler ne kadar doğru bir şekilde aktarılır? Öğrenmenin yaşı sadece ergenlik ve yetişkinlik döneminde midir?İnsanlar tecrübelerine sadece okulda sahip olamazlar.Meslek sahibi insanlar ortaokulda ve lisede aldığı derslerin mesleklere yardımı olmaz.
sınavlardan iyi not alan öğrenci başarılıdırbaşarı nedir? nasıl başarılı olunur?eğer öğrenciler sınavlardan düşük alırsa bu demek değildir ki onların başarıları düşük
Beden Eğitimi dersinde boşa vakit geçireceğine ders çalış.Beden Eğitimi dersi müfredata neden alınmış olabilir?Bedensel gelişim içerisindeki bireyin kendini gösterebilme, hareket ihtiyacını en doğal yolla akranlarıyla gerçekleştirebilme fırsatı sunar.
Çocuk en iyi Nasıl öğrenebilir?Eğlenerek ve oynayarak kendini gösteren ifade eden bireylerin toplumda daha mutlu olduklarını fark etmesi.
Okuyan bilir.Okumanın yanında başka hangi öğrenme şekillerimizden yararlanırız?Öğrenme ve algılama insandan insana farklı öğrenme şekilleriyle farklı şekilde etki eder(görsel,işitsel yaparak-yaşayarak).
Bir durum hakkında bilgi sahibi olmamız nasıl mümkün olabilir?Yaşanmış deneyimlerin ve dış kaynaklı etkenlerin katkısını fark eder.
eğitim sistemimiz bize özgü değilbu bocalamadan kurtulabilir miyizgeleneksel eğitim batı tarzı eğitim yeni yöntemleri ve eski yöntemleri uzlaştıran bir eğitim (meşşai, medrese, pedagojik bulgular)
Herkes Türkçeyi çok iyi kavramalı.Türkçemizi güzel doğru ifade ederek kavramalıyız. Türkoloji okumuyor o ilkokul ve ilköğretimdeki çocuklar.Basit mektup yazma, kendini ifade etme, dilekçe, değişik bono, senet, çek, evrak doldurma, ticari ve diplomatik mektuplar, kitap yazma öğretilmelidir.
İlkönce bu millete niye güzel konuşmayı, kendine güveni, doğru eleştiri ve soru sormayı öğretmezler?Tüm bunlar olsaydı herşeyin kavgasız bir şekilde çözülebileceğini görürdünüz.
Öğretmen ders anlatır ve öğretmek zorundadır.Neden hep beraber merak edip öğrenmiyoruz?Aileler bu konuda çocukları meraklandırıp hoşgörü pencerelerini daha geniş yelpazede tutsalardı çocuklarda merak uyanır bu da bilimi geliştir.
Korku, baskı olan yerde bilim ve eğitim hatta yaratıcılık gelişir mi?Korkularımızı ve takıntılarımızı ayrıştırarak yaşamın tamamında mutlu olunurdu. Demokrasi kültürü o nedenle önemli. Okullarda sorgusuz sıra ol.
Öğretmenin tebessüm ederek derse girmesi öğrenci disiplinini bozar.İnsanların tebessüm etmesi neden sakıncalıdır?Tebessüm eden insanlar kendisiyle barışık insnalardır. Bu da iş yapmak istmeyen insanları sorgulamak demektir. Tebessümle yaklaşıp bana sor.
Tarih dersleri neden ilköğretimde okutulur?Tarih dersleri üniversite bazında okutulması gererken bir derstir. İsteyen o alanı seçer ve okur. İlahiyat ve din dersleri de.

Ezber Kalıpları Geliştirme Formu

"Seçeceğiniz alandaki yargılarla ilgili bilgileri bu forma girebilirsiniz, ya da ilgili kategorinin altındaki formu kullanabilirsiniz."

*

* 100 karakter

Birinci sorunuz

* 140 karakter

* 140 karakter

Varsa ikinci sorunuz

140 karakter

140 karakter

Lütfen * alanları doldurunuz.